top of page

Placebo Konserinden Önce Son Placebo Konserini Hatırlayalım

  • Metehan Küçükaydın
  • 18 Tem 2024
  • 5 dakikada okunur

2021'in bir kış günü olması gerekirken, küresel ısınmadan dolayı eylül ayının başı gibi hissettiren bir aralık gününde sınıfta oturuyordum. Daha dün akşam Zorlu PSM, "Yarın konser duyuruyoruz, vaziyet alın!" diye bir gönderi paylaşmıştı. Henüz pandemi de bitmemişti; maskeyle, sweatshirt ile sınıfın ortasında dolmalık biber gibi oturuyordum. Saati tam hatırlamıyorum sevgili okur ama bir dersin arası, tam saat başına denk geliyordu. Ben de Zorlu'nun gönderisini hatırlayıp telefonuma sarıldım. Saat tamı gösterdiği an Zorlu bir gönderi paylaşmıştı. Gönderi ise şuydu:





Bu fotoğrafı görmemle boş sınıfın ortasında çığlığı bastım. Placebo bu, sevgili dostum! Tamam, burada metalciyiz, sert çocuklarız ama Placebo benim kırmızı çizgimdir. O sırada bir bas gitar alma hayalim vardı. Aşağı yukarı paranın üçte birini biriktirmiştim. O parayı harcamayı dahi göze aldım. (Bu arada, o bas gitarı alamadım). 7 Aralık'ta yapıştım bilgisayara, tablete, telefona. Her sayfadan Passo'yu açtım. Bilet alamazsam ölecekmişim gibi hissediyordum. Kafamda "En kötü kara borsadan alırım." diye kendimi teselli ediyordum. Bir yandan da "Abi saatler önce giderim, en önde olurum, tam Brian'ın önünde. Muazzam olacak, abooo vışşşş!" diye kendimi gaza getiriyordum. Şimdi, o heyecanla hayal meyal hatırladıklarımı anlatacağım.


O dönem Zorlu PSM çok eleştiriliyordu. Çünkü biletler satışa çıkması gereken saatten hep bir - iki dakika önce satışa açılıyordu ve sayfayı tam saatinde yenileyenler haliyle bilet alamıyordu. Zorlu PSM, bu yüzden oldukça sorunluydu. Ben de tüm bunların bilincinde biri olarak sayfayı on dakika kala yenilemeye başladım. Yanlış hatırlamıyorsam, benim ekranımda da satışa çıkmadan bir - iki dakika önce "Satın Al" butonu çıkmıştı. Derhal butona bastım ve Passo'nun bilet alma sayfasına girdim. Bir de ne göreyim! 1. dönem biletleri tükenmiş, bana bilet vermiyor Passo. Gözlerim doldu, başım döndü, bir fena oldum yani sevgili dostum. Neyse, bir daha sayfayı yenileyince 2. dönem biletlerinin de satışa çıktığını görüp hemen kaptım bir tane. Mutluluktan bir daha çığlık attım. (Bu hikayedeki son çığlık buydu.)


Bileti aldım ama daha kaç ay var? Aralıktan temmuza kadar... Neredeyse bir bebek doğar o sürede! Placebo, albüm çıkmadan önce birkaç lansman konseri yaptı. O konserlere telefon dahi alınmamıştı. Sonrasında "Never Let Me Go" çıktı. Kimileri çok beğendi, kimileri "Yaaani..." dedi, kimileri de "Olmamış." dedi. Öyle böyle derken Temmuz geldi!


Sabah dokuzda uyandım. Zorlu'ya gidemediğim her sürede bir vicdan azabı çekiyordum. Saat 12:30 oldu. Attım artık kendimi evden. 13:30 gibi Zorlu'ya vardım ama sırayı bulamıyorum! İlk önce fuaye alanına girmeyi denedim, fuaye kapalıydı. Fuaye önündeki görevliler, "1. kata çıkın, sıra orada." gibi hiçbir açıklaması olmayan bir cümleyle beni gönderdi. 1. kata çıktım ama sırayı bulamadım. Bir o yana bir bu yana giderken saat zaten 14:00 oldu. Yeter artık, görevli adam! Senin yüzünden geçen her dakikada bir sıra geriye düşüyorum! PSM Amfi'nin önüne gittim ve yeniden sıranın yerini sordum. Sıranın gerçek yeri 1. kat değil, Zorlu PSM Sky Lounge'daymış. İnsanları kapalı ve nispeten serin bir yerde bekletmek için güzel bir hareket, fakat kocaman alışveriş merkezine bir tabela konmaz mı yahu!


14.00'te sıraya girdim, gerçekten sırada pek kalabalık yoktu. Toplasanız otuz - kırk kişi vardı. Bu arada bir sürü güzel insanla da tanıştım. PSM'in planına göre fuaye alanına girişler 18:00'de başlayacaktı. Placebo ise 21:00'de sahneye çıkacaktı. Ben daha önce PSM'in hemen hemen her sahnesine gitmiş olmanın verdiği tecrübe ile kafamda fuayeye nasıl ineceğimizi ve ne yapmamız gerektiğini düşünüyordum. Birkaç dakika sonra şu gerçeğin farkına vardım: Sky Lounge'da mekanın en üst katındaydık ve fuayedeki sıraya inmemiz için buradan üç kat aşağıya inmemiz gerekiyordu. Hemen çevreye bir göz attım ve en az benim kadar azılı fan olan Placebo hayranları, hiç de düşündüğüm gibi sakince aşağıya ineceğe benzemiyordu; tabiri caizse kendimizi 3. kattan 0. kata atmayı planlıyorduk -ki buna değerdi-. Saat 18:00 oldu ve bilet kontrolünden geçtikten sonra yürüyen merdivenleri eze eze aşağıya koştuk.

Yaklaşık bir saat sırada bekledikten sonra kapılar açıldı ve kendimi Brian'ın mikrofonunun önünde buldum. Hemen küçük ve asabi bir çocuk olan Metehan'ın hayallerine selam çaktım ve fotoğraf yasağının farkında bir fan olarak konser başlamadan önce birkaç tane sahne fotoğrafı çektim.


Saat 20:00 oldu, ön grup Hedonutopia sahneye çıktı. Ben o güne kadar grubun sadece adını biliyordum, o günün üstüne iki sene geçti hala sadece grubun adını biliyorum. Bu yüzden burayı es geçelim.


Saat 21:00'e yaklaşırken Never Let Me Go turunun en ikonik anının yaşanmasına sebep olacak olayın anonsu yapıldı. Türkçe ve İngilizce olmak üzere "Ön sıralardaki izleyicilerin fotoğraf veya video çekimi yapması yasaktır." dendi. Daha sonra Placebo'nun mesajı sahnedeki ekrana yansıtıldı. Placebo, sadece ön sıraların değil, mekanda bulunan kimsenin çekim yapmasını istemiyordu. Bu sebeple konser boyunca elimi cebime atmaya bile yeltenmedim.


Saat 21:00 oldu, voooo! Heyecandan zıpladığımı ve hemen arkamdaki Rus dostların beni durdurduğunu hatırlıyorum. Ben tam kendimden geçmek üzereyken Forever Chemicals'ın metal sesli introsu çalmaya başladı. Birkaç saniye sonra Brian ve Stefan sahneye çıktılar. Grup, bizden önceki iki konserini covid sebebiyle iptal ettiği için halsiz oldukları belli oluyordu. Gerçekten huysuz bir sahne geçiren Brian ile birkaç defa göz teması kurduğumu hatırlıyorum. Hatta ikinci seferde kendisine kalp yaptığım için bana biraz daha uzun bakmıştı sağ olsun. Ben en önde olduğum için arka tarafı görmüyordum haliyle fakat telefonuna sarılıp fotoğraf ve video çeken epey kişi olmuş. Bunun üzerine malum olay gerçekleşti. Brian, "Sikik telefonlarınızı cebinize koyun ve bencil olmayın." diyerek bir serzenişte bulundu. Neyse ki konsere devam eden ve sahnesini sorunsuz bir şekilde tamamlayan grup, encore'da sadece bir şarkı çaldı. Bu beni biraz üzdü. Normalde gittiğim her konserden önce grupların setlistlerine bakarım fakat Placebo konserinde her şey bana sürpriz olsun diye turnenin başından beri setliste bakmamıştım. Sadece kült şarkıların çalınmadığını öğrendim. Bu nedenle Every You Every Me, Song To Say Goodbye, Meds gibi ikonik şarkıların olmayacağını bilerek gittim fakat gerçekten benim için bu konserin tek hayal kırıklığı encore oldu.


Şimdi sevgili arkadaşlar, ben de isterdim ki "Şu şarkıyı şöyle çaldılar, bu şarkıyı şöyle çaldılar" diyebilmeyi fakat inanın bana, o heyecan ve adrenalinden dolayı konsere dair hatırlayabildiğim çok az şey var. Aklımda sadece birkaç kare var. Mesela, Scene of the Crime introsundaki el çırpışlarımız, Special K'e "ba ba ba da ba da" diyerek eşlik etmemiz gibi anlar aklımda. Özellikle Stefan konser boyunca seyirciyle epey ilgilenmişti.

Konserin sonunda hiç beklemediğim bir şey oldu, setlisti kaptım! Normalde bir konserde ön sıralardaysam konserden sonra setlist almayı severim. Bence çok özel bir hatıra. Bu konserden sonra nedense öyle bir hevesim yoktu. Görevliler insanlara setlist dağıtırken gövdemin yarısını ön sırada tutunduğum parmaklığın üstüne çıkarak görevlinin elindeki son setlisti kaptım! İşte benim için paha biçilemez bu anının bir de hatırası olmuş oldu.


Konserin setlisti:

Forever Chemicals

Beautiful James

Scene of the Crime

Hugz

Happy Birthday in the Sky

Bionic

Surrounded by Spies

One of a Kind

Sad White Reggae

Try Better Next Time

Too Many Friends

Went Missing

For What It's Worth

Slave to the Wage

Special K

The Bitter End

Infra-Red

Encore:

Running Up That Hill


Peki ya 2024'teki konser haberini nasıl karşıladım? Bu seneki konserden neler bekliyorum? Hepsi için 5 Ağustos'ta görüşmek üzere!





wix'le yaptığımı söylemem gerekiyormuş. bu siteyi wix'le yaptım.

bottom of page