top of page

Dark Tranquillity - Endtime Signals Laflaması

  • Metehan Küçükaydın
  • 23 Ağu 2024
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Ara 2024

Z kuşağında metalci olmanın dezavantajlarını yaşıyorum. Bu yazıda da mesela "Ah... Gençken ne dinlerdik, kasetleri döndürür dururduk. Hatta bozuk bir walkman'im vardı sürekli kaset sarardı, o kasetleri kalemle sarmak zorunda kalırdık." ya da "İlk dinlediğimde beni çok etkilemişti, heyt be!" diyemeyeceğim. Dark Tranquillity, alışmamın zaman aldığı bir grup oldu. The Gallery albümüne verdiğim sonsuz şansların birinde "Lan bu albüm çok iyiymiş!" aydınlanmasını yaşadım. Dark Tranquillity benim için dinlemesi çok keyifli bir grup. Endtime Signals ise onların lanet olasıca son albümleri ve bugün onu konuşacağız! Evet, sen de onun için buradasın zaten!


Normalde The Gallery'den, Projector'den, Haven'den konuşmak isterdim. Şimdi kritik için açtığınız bu yazıyı bir Dark Tranquillity macerası olarak dallanıp budaklandırmak istemediğim için bu başka bir yazının konusu diyoruz.


Bu arada, "Bu başka bir yazının konusu." dediğim her yazıyı gerçekten hazırlamaya çalışıyorum.






Tabii, Dark Tranquillity; Göteborg üçlüsünün en önemli ve "sağ" kalmayı başarmış temsilcisi. Çok sevdiğimiz Mikael Stanne'nin gerçekten azmi ile bugünlere gelmiş olan Dark Tranquillity sadece İsveç metal sahnesinin değil, dünyadaki metal sahnesinin önemli bir temsilcisi. Bu grup, benim gerçekten ayıla bayıla dinlediğim gruplardan bir tanesi. Bu yüzden 2024 yılında heyecanla beklediğim albümlerden biri bu albümdü. Bu beklentinin sebebi yeni ve farklı deneysel işler duymak değildi elbette. Sadece yakın zamanda bildiğimiz Dark Tranquillity ne ise ondan birkaç parça daha duymak istiyordum. Bu yüzden albümden önce çıkan singleları da bir iki kere anca döndürdüm ki zaten albüm çıktığında ne dinlediğimi hatırlamıyordum.


Atlanmaması gereken önemli bir detay var, bu Dark Tranquillity'nin dile kolay on üçüncü stüdyo albümü. On üç! Albümün ismi olan Endtime Signals, bu noktada anlam kazanıyor. Artık yavaş yavaş Dark Tranquillity için sona yaklaşıyor olabiliriz. Aslında bir benzerini Slipknot da iki sene önce yapmıştı hatırlarsanız. The End So Far... isminde bir albüm yayınlayıp, basına "Evet, artık bitireceğiz gibi duruyor." dedikten sonra "Milletimiz devam dedi, biz de devam ederiz!" demeyi bilmişlerdi. Bu yüzden Dark Tranquillity'nin de işi belli olmayabilir ama Mikael karakterli adamdır.


Dark Tranquillity'nin Atoma ve Moment ile birlikte kapaklarında kullandıkları minimalist ve çarpıcı tasarım stili Endtime Signals'da da kullanılmış. Kapak oldukça güzel gözüküyor. Fırtınalı bir denizi andıran ve onların arasından yükselen iki karakterin üstüne düşen şimşekler ve alevlerin birleşimi albümün apokaliptik temasını yansıtıyor gibi.


Endtime Signals, açılış parçası olan Shivers and Voids ile nispeten gergin ve parlamayı bekleyen introsu ile beni direkt içine çekmeyi başardı. Açıkçası, Dark Tranquillity'nin açılış parçalarını her zaman çok iyi seçtiğini bilen biri olarak bu sefer biraz hayal kırıklığı yaşadım. Bu intro ile kesinlikle açılış parçası olmayı hak ediyordu ama devamı beklemediğim sıradanlıktaydı. Dinlerken akan bir parça fakat sıradan kalıyor, derken albüm için yayınlanan ikinci single Unforgivable bizi karşılıyor.


Şüphesiz bir önceki parçaya göre çok daha agresif. Ayrıca bu parça ile şunun da farkına vardım, Johan Reinholdz, ekibin tamamen bir parçası olmuş. Bir önceki albüme nazaran bu albümde Reinholdz'un melodik gitarını epey duyuyoruz. Özellike gitarlar ve Stanne'nin harika vokalleri muazzam bir uyum içinde.


Bir sonraki parça Neuronal Fire, güzel bir majör gamda yazılmış klavye introsu ile bizleri selamlıyor ve bu harika klavyeler şarkı boyunca yükselerek devam ediyor. Şarkının karakterini tamamen belirleyen klavyeleri dinlemenin keyfine varırken Reinholdz'un albüm boyunca tadına varamadığım sololarından biri daha şarkıya dahil oluyor.


Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Neuornal Fire'daki kısa solo, albümde dinlemekten en keyif aldığım solo oldu. One of Us Is Gone, 2022'de vefat eden Dark Tranquillity üyesi Fredrik Johansson'a adanmış bir ballad. Mikael'ın eski dostuna adadığı sözlerin ardından ikinci dakikadaki enstrümantel ara oldukça çok hoş bir dinleti. Özellikle eşlik eden yaylılar şarkıya fazlasıyla güzel bir uyum sağlamış.


Kişisel favorim A Bleaker Sun oldu. Son derece gaz introsu bana, "İşte bu!" dedirtti. Devamındaki synth şarkıya çok güzel yedirilmiş. Mikael'in kirli ile temiz arasındaki vokalleri her zaman olduğu gibi. İlk dinleyişimde bu şarkıdaki solonun bu kadar düşük tempolu olmasını pek beğenmemiştim. Albümü birkaç defa döndüğünde şarkının ruhuna daha da hakim oldum ve şimdi dinlediğim şeyden gerçekten keyif alıyorum.


Bu albümde dikkatimi çeken en büyük şey her şeyin çok kısa olması. Dark Tranquillty'nin ortalama üç buçuk - dört dakikalık parçalar yaptığını biliyoruz ama önceki albümlere nazaran şarkı sözleri kendini çok tekrar ediyor ve çok kısa cümlelerden oluşuyor. Özellikle son albüm ile yan yana getirdiğimiz zaman, fark epey belli oluyor.


Endtime Signals, çok sevdiğimiz Dark Tranquillity'nin onca kadro değişikliğine rağmen çizgisini bozmadan yaptığı nefis bir albüm. 2024 konserlerinde onları dinleyemedim ama bir sonraki seferde kesinlikle onlarla olacağım.

wix'le yaptığımı söylemem gerekiyormuş. bu siteyi wix'le yaptım.

bottom of page