top of page

Coşkulu, Enerjik, Özlemli... Corey Taylor İstanbul Konseri

  • Metehan Küçükaydın
  • 11 Haz 2024
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 13 Haz 2024

Corey Taylor, yeni albümü CMF2'nin ardından kendi grubu ile Eylül ayından beri turluyor. Eylül ayında turne takvimi açıklandığında Türkiye takvimde yer almıyordu. Corey Taylor'ın turnenin yarısında yaptığı açıklama (kendini iyi hissetmemesi ve bir turneye hazır olmaması) ile turne iptal olmuştu. Şubat ayının sonunda açıklanan yeni turne takviminde Türkiye, takvimdeki ilk yeri almıştı. Konser, 26 Mayıs 2024'te İstanbul Uniq Hall'de gerçekleşti.


Mart ayının başında satışa çıkan biletler tükenmedi. Erken satış döneminde genel giriş bilet fiyatları kimilerine göre uygun, kimilerine göre pahalı (Genel Giriş: 825 TL, Sahne Önü: 1750 TL) bir fiyattaydı. Bana göreyse bilet fiyatı uygundu. Bunun kendimce birçok sebebi var elbette. Her şeyden önce Corey Taylor'ın 21. yüzyılda bir metal müzik efsanesi olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerek. Ayrıca, organizatörün de Corey Taylor konseri anons edilene kadar pek aktif olduğunu söyleyemeyiz. Bu sebeple bilet fiyatlarını dengede tutmayı başarmışlar gibi görünüyor.





Turne için açıklanan ön gruplar, Siamese, Black Tooth ve Chakora idi. Siamese dışındaki gruplar her konserde yer almıyordu. Yerli ve milli grubumuz Black Tooth, İstanbul ve Bulgaristan'da sahne aldı. Chakora ise sadece Romanya'da sahne aldı.


26 Mayıs günü, erken denebilecek bir saatte Uniq Hall'e gittim. Uniq Hall'e ulaşım kolaydı. Metrobüs ve otobüs ile zahmet çekmeden alana vardım. Eğer Volkswagen Arena ve Uniq Hall'de yapılacak etkinlikler için gözünüzü korkutan şey lokasyon ise, bunu dert etmemeniz gerektiğini söyleyebilirim. Uniq Hall sahnesinin hemen yanında yer alan tek katlı alışveriş merkezi, her ihtiyacınıza koşuyor. Yemek, içecek, hatta enstrüman alabileceğiniz bir alışveriş merkezi! Fakat bu konuda organizasyonu eleştireceğim kısım şuydu: Düzenli bir sıra yoktu, çünkü insanlar kapının yerini bilmiyordu. Mekana gittiğimde gördüğüm ilk şey dağınık bir kalabalıktı. İnsanlara sıranın neresi olduğunu sorduğumda kendilerinin de bilmediğini, sadece beklediklerini söylediler. Ve kapıların açılmasına bir saat kala, kapıları gösteren tabelalar alana yerleştirildi.


Beni en çok tatmin eden şeylerden bir diğeri ise etkinlik alanındaki yiyecek ve içecek fiyatlarıydı. Geçtiğimiz sene The Lumineers konseri için yazdığım yazıda, "Efes'in sponsor olduğu bir etkinlikte biranın bu kadar pahalı olmasını mantıksız buluyorum." demiştim. Bu sefer Efes, bira fiyatlarını uygun bir noktada tutmuş.


Kapılar açıldıktan kısa bir süre sonra Black Tooth sahneye çıktı. Black Tooth'u hiç canlı dinlememiştim. Bu yüzden tam olarak nasıl bir beklenti içinde olmam gerektiğini bilmiyordum. Aynısı biraz sonra bahsedeceğim Siamese için de geçerli. En azından Black Tooth duyduğum ve denk geldikçe dinlediğim bir grupken, Siamese adını bile duymadığım bir gruptu. Black Tooth, inanılmaz enerjik bir performans sergiledi. Seyirci ile olan iletişimleri ve sahne performansları çoğu insanın beklemediği düzeydeydi. Hemen ardından çıkan Siamese'yi alandaki birçok insan bilmiyordu. Ben ise merak ettiğim için Spotify'dan birkaç şarkı ile kulağımı alıştırdım ama inanır mısınız, kayıtlarını hiç beğenmedim. Bu yüzden beni korkunç bir kırk beş dakikanın beklediğine inanıyordum ki, beni yanılttılar. Siamese gerçekten beni şaşırtan bir performans sergiledi. Özellikle vokaldeki abimizin sesi hepimizi mest etti.


Corey Taylor'ın sahnesi yaklaştıkça, alan dolmaya başladı. Özellikle seyircinin büyük kısmı, Corey Taylor'ın çıkış saatine göre kendisini ayarlamıştı. Sahne saati geldiğinde alanda CMF2 introsu The Box çalmaya başladı. Seyirci, Corey Taylor'ı veya Slipknot'ı ya da Stone Sour'u öylesine özlemişti ki, yüzlerce insan The Box'ı tek bir ağızdan söyledi. Sahneye önce Dustin Robert (davul), sonrasında Christian Martucci (gitar), Zach Throne (gitar) ve Eliot Lorango (bas gitar) çıktılar. Tıpkı albümdeki gibi, ara vermeden Post Traumatic Blues'a geçildi ve Corey kendini sahneye fırlattı. Coşkudan bağıranları mı anlatmalıyım, süper kahramanını gördüğü için arkadaşlarına sarılan insanları mı anlatmalıyım, yıllarca YouTube'da maskenin arkasındaki adam olarak dinledikleri adamı gördüğü için çıldıranları mı anlatmalıyım bilemedim ama oluşan enerji benim için göz yaşartıcıydı. Post Traumatic Blues'un ardından, ara verilmeden Made Of Scars parçasına geçildi ve Post Traumatic Blues'un kapanışı ile iki parça sona erdi. Corey, Türkiye'ye, "Bunu söylemeyeli çok uzun zaman olmuştu. Türkiye nasılsın?" diye seslendi. Açıkçası Corey beklemediğim kadar enerjik ve mutluydu. Eminim ki, 2011'den sonra seyircinin tepkisini bu kadar olumlu görmek onu da mutlu etmiştir. Corey Taylor'ın setinin en şaşırtıcı parçası ilk defa canlı söylediği (Lansman dışında) From Can To Can't idi. Ayrıca setin içerisinde Song #3, 30/30-150, Through Glass gibi ünlü Stone Sour parçlarına yer verirken Before I Forget, Snuff, Duality gibi ünlü Slipknot parçaları da vardı.


Corey Taylor İstanbul konseri, enerjinin top noktada olduğu, kusursuz bir setlistin bulunduğu ve herkesin mutlu ayrıldığı bir etkinlik oldu. Maalesef ümitli değilim ama bu konserin Corey'nin gözündeki İstanbul algısını değiştirdiğini ve gelecekte bir Slipknot konserinin kapılarını aralayacağına inanmak istiyorum.


wix'le yaptığımı söylemem gerekiyormuş. bu siteyi wix'le yaptım.

bottom of page